22 Mart 2013 Cuma

Otobüs Maceraları

  merhabalar sevgili okurlarım, canlarım, birtanelerim. düşündüm ki bir kadının anlatacak en ilginç konularından biri ne olabiliiiiir? elbette, otobüste yaşadığı akla hayale gelmeyecek anıları. gördükleri, yaşadıkları, yaşattıkları.

  mesela, sizler hiç otobüste bir kavganın arasında kaldınız mı? ha okurlarım?sarıyer- beşiktaş sahilden giden hat... inanılmaz bir trafik ve inanılmaz bir kalabalık. otobüsteki liseli erkekler, hiç tanımadıkları liseli kızlara laf atmaya başlar. kızlar da hafif naz yaparak onları tersler ve bu bitmek tükenmek bilmeyen diyaloğun yarım saati sonunda, bir amca "laaaaaaan! aile var lan burda! susun lan artık piçler!" diye bağırır. bunun üzerine kızlar "aaa, ona neymiş ki yalnıız?" diye cevap verir, bunun üzerine çocuklar bundan güç alarak "amca sen kendi işine bak allasen ya!" der. ve, benim iki sağımda bu diyalog başlamışken, solumda çoluk çocuk karşılıklı dörtlü koltuğu kapmış olan adam, gaza gelir ve kemerini çıkarıp (burda edepsiz şeyler paylaşacağımı düşünen arkadaşlar, toparlanın. aaa! hiç bilmem öyle şeyleri!) gençlerin kafasına kafasına kemeri şıklatmaya başlar. tabii ki veronik o sırada tam aradadır ve kemerin "kırbaç etkisinden" nasibini almıştır. bu atak üzerine herkes onu sakinleştirmeye çalışır, adam, üç çocuğuyla aynı anda ağlamaya başlar ve bu, tüm liseli gençlerin arabadan atılmasıyla sonlanır. (yaş:17)

  peki ya sizler, 70'lik teyzeyi fortlayan 60'lık amcayı gördünüz mü hiç? 9:15- 522st hattında görebilirsiniz bu amcayı. pala bıyıklı koccaman bir amca. önüne gelen göte hiç umursamadan yaslanabilir. bir elini cam kenarındaki demire, diğerini de ortadaki oturma yerlerindeki demire dayar ve haybeye önündeki 70'lik teyzeyi fortlamaya başlar. teyze tam önümde durmaktadır. ama "olm 70 yaşında lan... zevk alıyosa, ben de onu bölüyosam, bedduasını almıyim?" diye düşünmenize rağmen siz ona yer verip adamdan tamamen uzak bir köşeye kaçarken, teyze size hala hayır duası ediyorsa, evet doğru şeyi yapmışsınızdır. bunu fark eden tüm otobüs ahalisi kadınlara yer verir ve ayakta bir tek erkekler kalır. ondan sonra o otobüste bir daha o amcayla yolculuk etmeyeceksinizdir. çünkü sizin olduğunuzu görünce otobüse attığı ayağını geri alır ve sizin olduğunuz otobüse binmez.(yaş:19)

  gelelim bir takip hikayesine, maltepe'den sarıyer'e takip edildiniz mi siz arkadaşım? üç tane otobüs değiştirdim, gene bırakmadı gene bırakmadı. en sonunda hacıosman'daki ormanı bi bok sandı da sanırım o yüzden başka yola geçti. saat:21.00 şeker bayramı. tarihi önemli değil, siktir edebilirsiniz. anneanneniz ve dedeniz ile bir akrabanızı ziyarete gitmişsinizdir ve tam götünüzün dibinde doğudan gelen tek kaş (aslında tek kaştan ziyade bir kaşı üç parmak kalınlığında olan kıvırcık bir adam diyelim) bir adamın bittiğini hissedersiniz. ne bok yemeye duruyo lan benim götümün dibinde?! diyebilirsiniz, itersiniz falan ama devam eder hiç umursamadan. anneannenize söylersiniz, yanımda dur bir şey olmaz der ama olur, herifin nefesi ensenizde siki götünüzün dibindedir. sonra ilk otobüsü değiştirirsiniz, adam da sizinle otobüs değiştirir. gene götünüzde durur. gene değiştirirsiniz gene götünüzün dibindedir. artık direkt yalvarırsınız nolur karakola gidelim, bu adam beni üç saattir takip ediyo dersiniz, anneanneniz der ki "eve girince bi şey olmaz". olm nasıl olmaz lan herif evinizi öğrenicek! dedenizden telefonunu istersiniz, cimri adam telefonunu vermez, evden ararsın der. artık tecavüzü kabullenmişsinizdir. derken son otobüs değişiminde, adam hacıosman ormanına bakaaar, bakaar bakar ve tam otobüse binecekken, küfreder ve adımını geri çeker. böbrek hastasısınız ve böbrek bulunmuş gibi sevinirsiniz. eve gelip olayı dayınıza anlatırsınız, inanmaz. (ne bok bi ailem varmış şimdi çözdüm amk) annenizi ararsınız, inanır ve anneannenize ve dedenize ölesiye bağırır. eh en nihayetinizde götü kurtarmışsınızdır. bir dahaki sefere daha dikkatli olmalısınızdır.(yaş:12)
 

  evet sevgili okurlar, kendinize mukayyet olun, aman götünüzü sağlam tutun. bu belediye otobüslerinde daha neler yaşarııız neler kim bilir. elbette ki şehirler arası otobüslerde sevişin, ama karşı taraf istekli olsun be anacım, kanırtmanın alemi yok.  belediye otobüslerini rahat bırakın ama. nolur.

21 Mart 2013 Perşembe

"İşe Kabul Edildiniz" den Sonra 3 Gün

  işsizlik günlerim hızla gelip geçti, artık bir işim var. bla bla adlı kitabevinin yeni satıcısıyım. sırf sigorta ve iş yerinin istediği belgeleri toparlamak üç günümü aldı. henüz işe başlamadım. daha dün teslim ettim tüm evrakları. yarın öbür gün başlarım herhalde. neyse efendim, kısaca size bu belgeleri toplama maceramı anlatmak istiyorum. tabii ki devlet dairesi muhabbetleri ne denli ilgilendirir sizleri bilemiyorum ama, gene de anlatmak istedim işte:

öncelikle sağlık belgesi. en çetrefillisi odur belki. neden? yok verem savaş'a git, yok ordaki onaylanan belgeyi daha fazla para kazanıcak diye aynen başka bir kağıda geçirerek 30 lira alan doktora ver falan. bu en az iki gün sürüyor artık, zira özel poliklinikler dışında kimse sağlık belgesi falan vermiyor. en korkuncu, verem savaş. her köşe başından ağzında maskesiyle zayıf bir insan çıkabiliyor. ki kelebeğin rüyası filminde olduğu gibi bir mert fırat, bir kıvanç tatlıtuğ beklemeyin. buradan aldığınız belgeyi, bi de piç kurusu bi doktora onaylatmanız lazım, neden? çünkü verem savaşta size "ciğerleri bal gibidir" raporunu kabul etmiyorlar artık, bi de doktor size "temiz" damgası yapıştırmalı. tabi ki yapmalı, ama bunu rapordaki yazıları farklı bir kağıda yazıp üzerine 30 tl alınca bi hissediyorsunuz götünüzdeki o sızlamayı.

neyse, muhtarlıktan alınan belgeler vesaireler falan filan... muhtarlar genelde baba adamlar oluyor onlarla sorunum yok, asıl sorun her boka surat asan muhtarın yanındaki yardımcı kadın. yahu hiç mi gülmez bir insan?!

neyse neyse, geleliiim adliyeye. sabıka kaydına. çağlayan'daki o koccaman yeri gördünüz mü? ben kayboldum orda. kaybolmayan bir kul varsa, o da onun şansınaymış diyelim. imkansız çünkü. yanlış girişten girmemek lazımmış.

okuldan öğrenci belgesi almak isterseniz tam anlamıyla bir sorun. çünkü öğrenci işlerindeki adamlar kendilerini ne bok sanıyolarsa, her şeyle dalga geçebilirler ve her şeyi sallayabilirler.

ö.i.a.(öğrenci işlerindeki adam): senin neyin vardı?
v: ben öğrenci belgesiyle transktipt (amk ne zor söyleniyo lan bu!) almaya geldim de ne zamana çıkar?
ö.i.a: sistem gelirse yarım saate gelmezse akşama çıkar.

ardından beklemeye başlanır. aylardır okula uğramamışsınızdır ve şansınıza okuldaki tek insanlar, diğer fakülteden kıçları kalkık öğrencilerdir. muhabbetleri hiç çekilmez çünkü doktorluk okumaktadırlar. sürekli içinizi kaldıracak muhabbetleri, birbirlerine patlıcanlı pilav tarifi verirmiş gibi anlatır ve bundan büyük keyif alırlar. siz de tekrar kalkarsınız ve öğrenci işlerine gidersiniz. ama sizin demin konuştuğunuz adam değil, bi boktan anlamayan pezevenk vardır.

ö.i.p.(öğrenci işlerindeki pezevenk): ne vardı canım senin?
v: transktipt ile öğrenci belgem vardı.
ö.i.p.: ha ne zaman başvurdun?
v: yarım saat önce. 11.30 da gel alırsın demişlerdi.
ö.i.p. : (saate bakar ve) haha4hahahadakkahahahadahahahahavarhahahsonrahahahagelhaha!
v: (hahaları çıkarıca 4 dakka daha var, sonra gel dedi galiba, pezevenk hala gülüyo, kendi söyledi kendi gülüyo ne mal!)
ö.i.p.:öhöm!neyse,senin dosyanı imzalatmaya gittiler, gelirler şimdi.

siz beklemeye devam edersiniz, bi yandan adamın ne kadar salak olduğunu yanınızda duran kızla bakışarak birbirinize anlatırsınız ve bıyık altından gülersiniz derken, öğrenci işlerindeki diğer pezevenk elinde dosyalarla gelir:

ö.i.d.p:belgelerinizi mi bekliyodunuz?
v.:evet. hemen alabilir miyim ben? işim acil de.
ö.i.d.p: nee acelen var ya!? veronik! di mi?
v:evet...(olm bilerek bu herifleri çalıştırıyolar ya! biz katliam yapalım diye!!!)

sonunda öğrenci belgenize de kavuşursunuz. fotoğraf falan da çektirince, hiçbir eksiğiniz kalmaz  ve sonunda belgelerinizi iş yerine teslim edebilirsiniz. ama, iş yeri sizi tam yemek saatinde çağırdığından içinizden okkalı bir küfür sallar ve bir saat de onu beklemeye koyulursunuz. ulan pezevenkler! ne çağırıyosunuz lan yemek saati, insan 3 te gel falan der di mi?!

öhöm, neyse. bunların hepsi ortalama 2-3 gün sürüyor. çünkü tüm yerler birbirine çok uzak ve siz daha 2. veya 3. belgeyi alırken .mınıza koyulduğunu hissediyorsunuz.

işe tüm yeni girenleri tebrik ederim. maaşınızın ilk 100 lirası bunlara gidecek, bilginize. bu arada d&r 750 tl maaş veriyomuş, başvuracaklara duyrulur. yok ben d&r da değilim. ben 770 tl alıcam. üstüne götümü isteselerdi bari dicem ama, parasızlık nelere kadirmiş, gördük. öpüyorum bebeklerim, sonra görüşürüz!